9 Mayıs 2012 Çarşamba

bir mektup yazsam sana uzaklardan...

bir mektup yazsam sana, içinde seni ne kadar çok sevdiğimi, duygularımı anlatan, gözlerine baktığımda neleri gördüğümü, neleri hissettiğimi, yanındayken ne kadar çok mutlu olduğumu anlatan, zamanın yanında ne kadar çabuk geçtiğini, sana doyamadığımı anlatan bir mektup...

bir güvercin ile yollasam sana bu mektubu...ayaklarına iliştirsem bu mektubu...içinde duygularımın olduğu... haberleşmi imkanının olmadığı zamanlardaki gibi...bir posta güvercini ile yollasam... bakınca insana huzur veren, güven veren hemde bembeyaz bir posta güvercini.. buradan uçmaya başlasa sana doğru... dağları, tepeleri, denizleri geçip gelse... onun her kanat çırpışında keşke sana yaklaşabilsem adım adım...
kanat çırpsa masmavi gök yüzünde... hemde hiç durmadan dinlenmeden... hızlı hızlı kanat çırpsa o mektubu sana ulatırabilmek için...aslında o da hissetmiştir, çok önemli bir görevinin olduğunu, anlam yüklü, duygu yüklü, sevgi yüklü, özlem yüklü bir mektubu sana ulaştırması gerektiğini... o da farkındadır dünyadaki en güzel kelimelerin, en özel cümlelerin sevgi üzerine kuurlduğunu... sevmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu...

masmavi gökyüzünde kanat çırpsa sana doğru, uçsa hiç durmadan, ayağındaki mektupla...o çok güzel bir bahar gününde havada bembeyaz güvercini gören herkes önce umutlanıp  acaba banamı geldi? diye düşünürken mutlu olacak, güvercinin durmadan uçtuğunu görenler sonra üzülecek ve daha sonrada seni merak edecek; acaba kime gidiyor bu mektup diye... en sonunda da kıskanacaklar seni, bu zamanda hala böyle bir sevgi varmı diye... o güvercin her kanat çırpışında sana biraz daha yaklaşıyor olacağım ben...

tüm gün sana uçacak o güvercin, gecede hiç durmayacak; yıldızlara, aya bakıp yön bulacak... sabahın ilk saatlerinde senin evini bulacak, sen yatağında mışıl mışıl uyurken... önce senin melekler gibi uyumanı seyredecek, uyandırmaya cesaret edemeyecek... bir an evvel mektubumu ulaştırmak için hiç durmadan, dinlenmeden sana  uçmasına rağmen bölemeycek uykunu...

sen melekler gibi mışıl mışıl uyurken yatağında, birden uyanacaksın manasızca...içinde bir mutluluk olacak ama sebebeni anlayamayacaksın... güzel bir rüya görüp uyandığını düşüneceksin...gözlerini açtığını gören o güvercin camını tıklamaya başlayacak senin... tıklama sesini duyacaksın ama önce anlamayacaksın... o sıra gördüğünü sandığın rüyayı düşünüyor olacaksın...

sonra kafanı kaldırıp pencereye doğru baktığında bir güvercin göreceksin; bembeyaz, yorgun argın, tüm mecali tükemmiş...arkasındada güneşin yeni doğmak üzere olduğunu görecesin... yeni bir gün başlıyor olacak... uykulu gözlerle güvercine bakacaksın... sonra anlayacaksın sana geldiğini...sana bir şeyler söylemek istediğini...

yatağından bir çırpıda fırlayıp pencereye koşacaksın... açacaksın pencereyi usulca, güvercini ürkütmemek için... pencereyi açında birden üşüyecek, titreyeceksin sabah serinliğinden...elini uzattığında güvercine doğru ayağındaki mektubu göreceksin, sana manalı manalı baktığını fark edeceksin... için cız edecek önce, kalp atışalrının hızlandığını hissedecek, birden içine bir sıcaklık bastığını fark edeceksin...

bir çırpıda elini uzatıp mektubu alıp okumaya başlayacaksın... yüzünde bir gülümseme oluşacak  önce, deli bu çocuk yaaa diyeceksin; tıpkı şimdi olduğu gibi..........

evet deliyim ben güzel kız...
senide deliler gibi sevmek istiyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder